Suriyeli Kürt yazar Ali Temmi, terör örgütü PKK/ YPG’nın, toplum bileşenleri arasında ayrılık yaratmak için dış güçlerce kurulan bir araç olduğunu belirterek, “Dış güçler özellikle Türkiye’yi hedef alıyor. Özerk yönetim, toplumsal sözleşme ve yerel konsey seçimleri gibi projelerle bölgede fiili bir durum yaratıp, uzun vadede Suriye’nin bölünmesini amaçlıyorlar.” dedi.
Memleketi Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırındaki Aynularap (Kobani) ilçesi olan Ali Temmi, terör örgütü PKK/YPG’nin işgali altındaki bölgelerde tertiplediği sözde seçim konusunu AA muhabirine değerlendirdi.
2017’de terör örgütü PKK/YPG’nin eylemlerine karşı çıktığı için teröristler tarafından kaçırıldığını ve 3 ay boyunca alıkonduğunu bildiren Temmi, uluslararası kuruşların baskısı üzerine teröristlerin kendisini serbest bıraktığını söyledi.
Ali Temmi, teröristlerin kendisine Aynularap’ta yaşam hakkı vermeyeceklerini söyleyip tehdit etmesi üzerine, Türkiye’ye gitmek zorunda kaldığını anlattı.
“Kobani’de gerçek bir güvenlik ve emniyet ortamı oluşmadı”
Terör örgütü DEAŞ’ın 2014’de Aynularap’a saldırmasının ardından yaklaşık 250 bin kişinin Türkiye’ye göç ettiğini söyleyen ve daha sonra çok azının geri döndüğünü dile getiren Temmi, “Burada (Türkiye’de) yaşayanlar dönmüyor çünkü (PKK/YPG işgalindeki) Kobani’de (Aynularab) gerçek bir güvenlik ve emniyet ortamı oluşmadı.” dedi.
PKK/YPG’li teröristlerin işgali altındaki ilçede çocukların kaçırılıp zorla silah altına aldığını belirten Temmi, “Evleri yakıyorlar ve aktivistleri hedef alıyor. Dolayısıyla bölgeye dönüş için uygun ortam mevcut değil.” diye konuştu.
“50’den fazla Kürt parti bu yönetimi tanımıyor”
Ali Temmi, sözde “toplumsal sözleşmede” yer alan demokratik toplum, konfederasyon, çevre, kadın ve çocuk hakları gibi başlıkları, “örgütün kendi projesini dış dünyaya pazarlama araçları” olarak nitelendirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“PKK, ülkedeki kaostan faydalanıyor. Ancak bu proje burada başarılı olmayacak. Bunun nedeni, bu yapının terör listelerinde bulunmasıdır, çocuklara yönelik ihlalleridir, zorla askere alma ve sivilleri göç ettirme uygulamalarını sürdürmesidir. Bu projeyi, Kobani, Rakka, Haseke veya Deyrizor’da dayatmak mümkün değil, çünkü bu toplum aşiret yapısına sahip. Bu toplum böyle eğilimleri reddediyor.”
Özellikle Amerikalıların varlığından sonra PKK/YPG’nin, Deyrizor ve Rakka’da hakim kaos ortamından faydalandığını aktaran gazeteci Ali Temmi, “Örgüt gerçeklikten uzak olduğu için sözde özerk yönetim gerçekleşmeyecek. Biz (Kürtler) bu özerk yönetimi tanımıyoruz. 50’den fazla Kürt parti bu yönetimi tanımıyor ve bunların arasında Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) de var. Bu konsey, Kürt siyasi güçlerinin en büyüğüdür.” şeklinde konuştu.
Esed rejiminin, Sünnilerle mücadele etmek ve Suriye devrimini bastırmak için terör örgütü PKK’yı kullandığına işaret eden Temmi, “Suriye toplumunun bazı kesimi, Kürtleri SDG veya PKK sanıyor ancak bu düşünce kesinlikle doğru değil. Bunu kabul etmiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
DEAŞ’ın Sünni Arapların temsilcisi kabul edilemeyeceği gibi PKK oluşumlarının da Kürtleri temsil etmediğinin altını çizen Temmi, “Suriye’deki tüm bileşenler binlerce yıldır yan yana yaşıyorlardı. Rejim yanlısı bu örgütler, toplum mozaiğini bozmak veya toplum kesimleri arasında ayrılık yaratmak için var edildi.” ifadelerini kullandı.
“Konfederasyon ve toplumsal sözleşme” gibi kavramların, Suriye’nin kuzeydoğusunda uygulanamayacağını vurgulayan Temmi, “Biz, Gelecek Hareketi olarak bu yönetimi tanımıyoruz. Bu başlıklar, Doğu Fırat’ta uygulanamaz, çünkü bu muhafazakar toplumun aşirete dayalı sosyal bir yapısı var. Dolayısıyla bu proje başarısız olacak.” dedi.
“Biz Suriyeli Kürtler, binlerce yıldır tarihi topraklarımızda yaşıyoruz ve Suriye ulusunun bir parçasıyız.” diyen Temmi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz, PKK’yı Kürtlerin bir parçası olarak görmüyoruz. PKK, Suriye’deki Kürt toplumunu hedef alan dış güçlerin bir aracı. PKK, hiçbir zaman siyasi bir ortak kabul etmedi. Kendisine muhalif olanları hapislere attı. Biz Suriye’nin demokratik, çoğulcu, katılımcı bir devlet olmasını ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının uygulanmasını istiyoruz. Bu, tüm taraflar için zorunludur.”
“Dış güçler özellikle Türkiye’yi hedef alıyor”
Temmi, Batı’nın Suriye’yi bölmek istediğinin altını çizerek, “Sınırlara, su ve petrol kaynaklarına, savunma ile dışişleri bakanlığı gibi yapıya sahip olmak ne demek? Erbil ve Süleymaniye’den gelen Batılı heyetleri bir devletmiş gibi karşılamak en demek? Bunlar, Suriye’nin parçalanmasının ön sesleridir.” diye konuştu.
Suriye’de durumu bölünmeden önceki Sudan’a benzeten ve bölünmeye aracı olan tarafın PKK olduğunu dile getiren Temmi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bence, Dış güçler özellikle Türkiye’yi hedef alıyor. Özerk yönetim, toplumsal sözleşme ve yerel konsey seçimleri gibi projelerle bölgede fiili bir durum yaratıp uzun vadede Suriye’nin bölünmesini amaçlıyorlar. SDG’nin attığı her adım Amerikalılarla danışılarak yapılıyor, bu da dış güçlerin etkisini gösteriyor.”