Kırmızı Kitap: Yenilenen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde hangi tehditler yer alıyor?
“`html
Türkiye, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni Yeniledi
Bu akşam gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu toplantısında (MGK), Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) güncellenmiştir.
Kamuoyunda “kırmızı kitap” şeklinde bilinen ve her beş yılda bir yeniden gözden geçirilen bu belgenin, yapay zekâyı bir tehdit unsuru olarak tanımladığı bildirilmektedir.
MGSB, dünya çapında geçiş sürecinde olan çok kutuplu sistemin risk ve fırsatlarını ele alırken, terörizmin de önemli bir iç tehdit olmaya devam ettiğine dikkat çekmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride, “Beş yılda bir düzenli olarak güncellenen ve gerektiğinde hızla revize edilen MGSB, Türkiye’deki, bölgedeki ve küresel ölçekteki gelişmelerin değerlendirilmesi sonucunda güncellenmiştir. MGSB-2020’nin yürürlükten kaldırılarak, MGSB-2025’in uygulamaya alınması kararlaştırılmıştır.” açıklamaları yer almaktadır.
MGK bünyesinde hazırlanan MGSB, temelde Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları ile Milli İstihbarat Başkanlığı’ndan gelen tehdit analizleriyle şekillendirilmektedir.
Gizlilik derecesi yüksek olan bu belge, MGK tarafından onaylandıktan sonra uygulamaya alınmaktadır.
Terörizm En Önemli İç Tehdit
Güncellenen belgenin iç tehditler bölümünde değişmeyen unsur terörizmdir ve bu anlamda PKK’nın faaliyetleri listenin başında gelmektedir.
ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK’nın Türkiye topraklarında eylem yapma kapasitesinin kalmadığı, ancak Irak’ta etkinliğini sürdürdüğü güvenlik otoritelerince kabul edilmektedir.
Bu bağlamda Türkiye, Irak hükümeti ile güvenlik iş birliğini güçlendirerek PKK’nın Irak’taki varlığını sonlandırma çabalarına katkıda bulunmaktadır.
Türkiye ve Irak arasında, 2024 yılı boyunca gerçekleştirilen üst düzey temaslar sonrasında terörizmle mücadeleyi de kapsayan kapsamlı bir güvenlik iş birliği anlaşması sağlanmıştır. Bağdat, PKK’yı “yasaklı örgütler” listesine almıştır.
Türkiye, PKK’nın Irak tarafından “terör örgütü” olarak tanınmasını hedeflemektedir.
Suriye Kaynaklı Tehditler
Türkiye ayrıca, kuzey Suriye’den gelen güvenlik tehditlerini değerlendirmekte ve 8 Aralık’ta Esad yönetiminin devrilmesiyle Suriye’deki iç savaşın sona ermesini önemli bir kazanım olarak görmektedir.
Ancak Fırat Nehri’nin doğu kısmında YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin ABD ile iş birliği içinde varlığını sürdürmesi, Türkiye için önemli bir tehdit oluşturmaktadır.
Türkiye, YPG’yi “terör örgütü” olarak değerlendirerek Suriye’yi bölmeye çalışmakla suçlamaktadır. Esad yönetimini deviren Heyet Tahrir eş-Şam liderliğiyle Türkiye, ülke istikrarına yönelik güçlü bir mesaj vermektedir.
MGK açıklamasında, “Suriye’deki yeni yönetimin egemenlik, üniter yapı ve toprak bütünlüğü ile tüm etnik ve dini grupların haklarının güvence altına alınmasına yönelik iradesine destek vereceğimiz yine vurgulanmıştır.” denilmektedir.
DHKP-C, IŞİD ve FETÖ Konuları
Kırmızı kitapta yer alan iç tehditler arasında DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi), IŞİD ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) de bulunmaktadır.
MGSB, DHKP-C ve IŞİD’in Türkiye’de eylem yapma potansiyeline sahip olduğunu değerlendirirken, güvenlik birimlerinin izlenecek stratejiler üzerine çalışmasını da önermektedir.
Ankara’da yapılan değerlendirmelerde, Gülen yapılanmasının etkinliklerinin sosyal medya üzerinden sınırlı kaldığına dikkat çekilmektedir. CHP lideri Özgür Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın’dan yurt dışı üyelikler için istihbarat desteği talep ettiğini ifade etmiştir.
Küresel Güvenlik Dinamikleri
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin başladığı 2022 Şubat’tan bu yana, küresel sistemdeki jeopolitik değişimler Türkiye’nin güvenliği açısından kırılgan bir dönem olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda çok kutuplu sistem, yeni tehditleri ve çıkar çatışmalarını doğurmaktadır.
ABD’de Donald Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte, küresel belirsizliklerin artacağı ve buna bağlı olarak kural temelli sistemin zorlanacağı değerlendirilmektedir.
ABD’nin, Çin, Rusya, İran gibi güçlere karşı sert bir yaklaşım geliştirmesi, ekonomik ve ticari savaşların yanı sıra uluslararası gerilimi artırabilir.
Bölgedeki Çatışmaların Önemi Artıyor
Rusya-Ukrayna çatışmasının Avrupa ve Karadeniz güvenliğine olan etkilerinin yanı sıra, Orta Doğu’daki gerginliklerin de MGSB’de ele alınacağı öngörülmektedir.
Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Kuzey Afrika gibi bölgelerdeki gelişmeler, MGK’nın dikkatle izlediği konular arasında yer almaktadır.
MİT Başkanı İbrahim Kalın, istihbarat alanındaki belirsizliklere karşı kendimizi hazırlamanın önemine dikkat çekmektedir.
Yapay Zeka Yeni Bir Tehdit Unsuru
İbrahim Kalın, yapay zekânın siber tehditler arasında yer aldığını ve “dijital çağın atom bombası” olarak tanımlandığını belirtmiştir. Sınırları net bir şekilde çizilmeyen yapay zeka çalışmalarının insanlık için önemli bir tehdit oluşturduğunu ifade etmiştir.
Güncellenen MGSB’de siber tehditler başlığı altında yapay zekanın yer aldığı vurgulanmaktadır. Güvenlik bürokrasisi, yapay zekaya karşı ulusal ve uluslararası düzeyde hızlıca yasal önlemler alınmasının gerekliliğini belirtmektedir.
Tüm güvenlik birimlerinin, özellikle MİT’in siber tehditlere karşı hazırlıklı olması ve teknolojik altyapıyı güçlendirmesi gerektiği MGSB’de ön plana çıkmaktadır.
8 Ocak 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’nın amacı, devletin bu alandaki çalışmalarını koordine etmek ve gerekli rehberlik yapmaktır.
“`